Beddua Etmek

Beddua etmek caiz olsa da çok tavsiye edilen bir davranış değildir. Beddua eden kimse zalimden veya alacaklı olduğunu iddia ettiği kişiden alçağını almış olur. Böylece arada alacak verecek gibi başka bir şey kalmamış olabilir. Ancak zayıfların mazlumların ve kimsesizlerin tek sığınağı olan yüce Allah mazlumun bedduasına cevap vereceğine de yemin ediyor.


Zulüm Ehline Beddua Etmek

Bana pek çok kişi tarafından sorulan bir soruyu, bugünlerde yeniden okumaya başladığım “KİTABÜ’L-İBRİZ” adlı eserde buldum. El-İbriz, Şeyh, Abdülaziz Debbağ hazretlerinin müridi, Ahmed bin Mübarek tarafından ve kendisine sorulan soruların cevaplarından oluşmaktadır.

Ahmet bin Mübarek anlatıyor: Şeyhime (Abdülaziz Debbağ) bir gün sordum, dedim ki:

“Efendim, zulüm ehlinden bir kısmının büsbütün tuğyanı (azgınlığı) şiddetlendi, inatları fazlalaştı, halk onlardan hoşlanmaz oldu. Herkes kendini onlardan uzak tutmaya çalışıyor. Böylesine beddua etmez misiniz?

Allah kendisinden razı olsun, dedi ki:

“Sözünü ettiğin zulüm ehlinin şu anda cehennemdeki sarayları henüz tamamlanmamıştır, geriye daha birçok sarayları da vardır, onlar tamamlanmadan ölmezler.”

Evet, şeyhimiz vefat etti ama o zalim adam hala yaşıyor. Böyle bir akıbetten Allah’a sığınır, o’ndan selamet dileriz. Allah daha iyisini bilir.

Yine şeyhimden bazı zulüm ve tuğyan ehlinden sordum ki, onlardan biri bulunduğu makamdan azledilmişti. İnsanlar da bu duruma oldukça seviniyorlardı. Şeyhimle bu konuyu görüştüm. Bana şöyle buyurdu:

“Bırak onu, çünkü onun nisabı (devresi ve payı) henüz tamamlanmamıştır.”

Nitekim şeyhimin buyurduğu gibi o zalim, tekrar makamına geçti, eski halini buldu, şimdi Hicri 1136’nın Ramazanında bulunuyoruz, o zalim hala yaşıyor ve makamını koruyor. Çünkü cehennemdeki sarayları daha tamamlanmadı. Onun tamamlanmasını bekliyor.”[1]

()

Bu konu size garip gelebilir veya başka yerlere çekebilirsiniz. Ama bana hiç garip gelmedi. Çünkü Kur’an-ı Kerim de bu konuya parmak basıyordu. Birçok benzerleri olan bir konudur bu. Hz. Nuh’u dinlemeyip üstelik engel olmaya çalışan ve tufana sebep olan zalimlerle zulme sessiz kalan halkının durumunu anlatırken ele alınıyor. Kendisine zulmeden zalimlerin bile telef olup gitmesine izin vermeyecek kadar merhametli olan Hz. Nuh onlara dua edince Cenâb-ı Hak, ikaz ederek şöyle buyurmuştu:

“Zalimler (zulüm yapanlar) hakkında bana ricada bulunma (onlar için dua etme). Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır.” (Hud, 11/37)

Bu ayete ve yukarıdaki anlatılanlara göre zalimlere dua etmek tesir etmiyor ve doğru bulunmuyor. Beddua da zulüm gayretullah’a dokununcaya kadar zalim bertaraf edilmiyor…


[1] Şeyh, Abdülaziz Debbağ, El-İbriz, c, 2/528-529, Demir Kitabevi, 2006.