Dua ve Sağlık

Dua Eden Sağlığına Kavuşuyor

DUA EDEN SAĞLIĞINA KAVUŞUYOR

1960’lı yıllarda sadece şarkılara tema olan “dua” 90’lı yılların ortalarından sonra ciddi anlamda araştırma konusu oldu. Bu tarihten sonra ABD’deki “DUA VE SAĞLIK” konulu araştırmaların sayısı neredeyse ikiye katlandı ve ortaya çarpıcı sonuçlar çıktı…


MICHIGAN Üniversitesi’nin araştırmasına göre, dindar¬larda depresyon ve stres daha az görülürken, Chicago’daki RUSH Üniversitesi’nin araştırmasına göre, dü¬zenli olarak ibadet ve dua edenlerdeki erken ölüm oranının, dine bağlı olmayanlara göre yüzde 25 daha az olduğu tespit edildi. Dua eden kalp hastalarının, ameliyattan sonraki birkaç yıl içindeki ölüm oranları¬nın, etmeyenlere nazaran yüzde 30 daha az olduğu ortaya çıktı.

Columbia Üniversitesi’nde yapılan araş¬tırmada ise, üreme sorunları yaşayan kişiler için dü¬zenli olarak dua okundu ve bir süre sonra bu kişiler¬deki döllenme başarı oranının yüzde 8’den yüzde 16’ya çıktığı gözlemlendi.

San Francisco Hastanesi’nde 393 kalp hastası üzerinde yapılan bir başka araştırmada ise, 150 hasta İçin düzenli olarak dua edildi. Tanımadıkları kişilerin kendilerine dua ettiği bu hastaların, ilaç tedavisine daha çabuk cevap ver¬dikleri tespit edildi.

“Dua ile terapi”nin yoğun olarak kullanıldığı Duke Üniversitesi’nden kardiyologlar da dua eden hastaların daha hızlı iyileştiğini kanıtladı. Üç yıl süren bu çalışmada 795 kalp hastasına dünya¬nın çeşitli yerlerinden, aralarında Amerika’da yaşayan Müslümanların, Nepallı Budist Rahiplerin ve Manchester’lı Hıristiyanların oluşturduğu 26 ayrı grup, dua etti…

1998’de yayınladığı bir araştırmayla Dr. Elizabeth Targ, Afrika’daki bazı AİDS hastalarının toplu yapılan dualarla iyileşme gösterdiklerini kaydetti. Bazı araştırmalarda hasta ve dua edenin karşılıklı olarak birbirlerinden haberdar olmasa bile, “dua”nın yine şifa verici etkisini göstermesi, bilim adamları tarafından meselenin en etkileyici kısmı olarak nitelendiriliyor. Öte yandan inancın fiziki etkilerine yönelik bilim dünyasında sonuçları merakla beklenen son araştır¬ma ise İngiltere’de yapılıyor.

İngiliz bilim adamları, teologlar ve beyin uzmanlarından oluşan bir grup iki yıl sürecek bir çalışma sonucunda “Neden bazı insan¬ların inançları güçlü, bazılarının değil? İnancın acı üzerindeki etkisi nedir?” sorularının cevabını araştırı¬yor. İngiltere’de yeni oluşturulan “Zihin Bilim Merkezi”ne bağlı bilim adamları, bu sayede inancı, inancın gücünü ve sarsılma noktalarını anlamaya çalışacak…