Dünyanın Ömrü ve İnsanların Durumu

Hayatımız ve yapacağımız işlerle ilgili pek çok bilgiyi Resül-i Ekrem (s.a.v)’den alıyoruz. O (s.a.v), bizim için gönderilmiş bir rehber ve bilmediğimiz dünyada ve hiç bilmediğimiz ahirette bize kılavuzluk etmektedir ve edecektir. Bu dünya hayatını da onun ikazlarına uygun yaşarsak, hem bu dünyada hem de öbür dünya dediğimiz ebediyet âleminde rahat ederiz ve huzura kavuşuruz. İşte bu konularla ilgili olarak bizi aydınlattığı hadislerinden biri:


Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), bir gün ikindi namazını ilk vaktinde kıldırıp sonra kalkıp konuşmaya başladı. Kıyamete kadar olacak şeylerden bildirmedik hiçbir şey bırakmadı. Bu haber verdiği şeyleri ezberleyen ezberledi unutan unuttu. Söyledikleri arasında şunlar vardı:

Dünya yemyeşil çekici ve tatlıdır, Allah sizi dünyaya kendi sistemini yürütesiniz diye halife olarak göndermiştir ve ne yapacağınızı görmektedir. Dünyaya karşı kadınlara karşı dikkatli olun bu iki şey sizi Allah’ın yolundan ayırabilir. Söyledikleri şeyler arasında ayrıca şunlarda vardı: Dikkat edin! Hakkı bilen kişinin söylemesine engel olan şey insanlardan korkusu olmamalıdır.

Ebû Saîd ağladı ve şöyle dedi: Vallahi bazı şeyler gördüğümüz halde gerçekleri söylemekten korktuk. Söyledikleri arasında şunlar da vardı:

“Dikkat edin! Her zulüm ve haksızlık yapan kimse için kıyamette yaptığı haksızlık oranına göre bir sancak dikilecektir. Devlet başkanınınzulüm ve haksızlığından daha büyük zulüm ve haksızlık olamaz. Onun sancağı ise arkasına saplanıp dikilecektir. O günkü ezberlediklerimiz arasında şunlarda vardı:

“Dikkat edin! Âdemoğlu değişik tabakalarda yaratılmıştır. Onlardan kimi mü’min olarak doğar mü’min olarak yaşar ve mü’min olarak ölür. Bir kısmı ise kâfir doğar kâfir yaşar ve kâfir olarak ölür. Bir kısmı ise mü’min doğar mü’min olarak yaşar ve kâfir olarak ölür. Yine bir kısmı kâfir doğar, kâfir yaşar ve mü’min olarak ölür.

“Dikkat edin insanlardan kimileri geç kızıp öfkeden çabucak döner kimileri ise çabucak kızıp çabucak öfkesinden döner hepsi birbirine karşı bir ibrettir. Dikkat edin! Onlardan kimileri de çabucak gazaba gelip gazabının dinmesi gecikir. Dikkat edin! Bunlar içerisinde en hayırlı olanı geç kızıp çabucak öfkesini yenendir. Dikkat edin bunlar içerisinde en şerli olan çabucak kızan ve öfkesini geç yenen kimsedir. Dikkatli olun! İnsanlar arasında kimileri de vardır ki vermesi de istemesi de güzeldir. Yine bu insanlardan bir kısmı da vardır ki istemesi güzel ödemesi kötüdür. Yine bazıları da ödemesi güzel, istemesi kötüdür. Bunların hepsi birer ibrettir. Dikkat edin! Onlar arasında istemesi de vermesi de kötü olanlar vardır. Gözünüzü açın onların en iyileri istemesi de vermesi de güzel olandır. Onların en kötüleri ise istemesi de vermesi de kötü olandır.

Uyanık olun! Öfke insanın kalbindeki bir kor parçası gibidir. Bu halde insanı görmez misiniz, gözleri kızarır boyun damarları şişer. Her kim böyle bir durumla karşı karşıya kalırsa sırt üstü toprağa yatsın. Ebû Saîd dedi ki: Batmak üzere olan güneşe bakıyorduk batıp gitti mi diye; bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

Dikkat edin! Dünyanın geçirdiği ömre karşılık kalan ömrü şu günümüzün geçen zamanına karşılık kalan kadardır yani güneş batmak üzeredir. Yani kıyamette çok yakındır.”[1]

[1] İbni Mâce, Fiten: 18; Tirmizî, Fiten, 26 (2191)