Her Şeyin ve Herkesin Bir Eceli Vardır

Her ümmetin, her milletin, her toplumun, her topluluk ve cemaatin, her tarikatın, her mezhebin ve her felsefenin, her siyasi partinin ve oluşumun mutlaka bir eceli vardır. Eceli gelince de yeryüzünden zihinlerden akıllardan ve kalplerden silinir gider, kimse mani olamaz. Her eşyanın da bir eceli vardı vakti saati gelince kırılır, yıpranır, eskir bir kenara atılır ve artık kullanılmaz olur. İnsanın eceli gelince ölür.


وَلِكُلِّ اُمَّةٍ اَجَلٌ فَاِذَا جَاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَاْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ

7.34 – “Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.”

Eceli geleni Allah bir şekilde bertaraf eder. Ya bir kişiyle, ya bir hastalıkla, ya bir sinekle, ya bir mikropla, ya bir şekilde bir bahaneyle bertaraf eder. “Ecel geldi cihane; baş ağrısı bahane” buna en güzel örnek deyimdir.

Bir de başımıza gelen musibetler başka bir nimetin inkişafı için vesile olabilir:

وَمَا اَرْسَلْنَا فٖى قَرْيَةٍ مِنْ نَبِىٍّ اِلَّا اَخَذْنَا اَهْلَهَا بِالْبَاْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ لَعَلَّهُمْ يَضَّرَّعُونَ

7.94 – Biz hangi ülkeye peygamber gönderdiysek, (mutlaka ilkin oranın halkını, gafletten uyarsın,) Allah’a yönelip yalvarsınlar diye yoksulluğa, hastalık ve musibetlere duçar ederiz.”