Şimdi İmtihan Zamanı!

اَحَسِبَ النَّاسُ اَنْ يُتْرَكُوا اَنْ يَقُولُوا اٰمَنَّا وَهُمْ لَا يُفْتَنُونَ

“İnsanlar, “İnandık” demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler.”(Ankebût, 29/2)


وَلَقَدْ فَتَنَّا الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَلَيَعْلَمَنَّ اللّٰهُ الَّذٖينَ صَدَقُواوَلَيَعْلَمَنَّ الْكَاذِبٖينَ

“Andolsun, biz onlardan öncekileri de imtihan etmiştik. Allah, doğru söyleyenleri de mutlaka bilir, yalancıları da mutlaka bilir.” (Ankebût, 29/3)

Son günlerde öyle bir süreç başladı ki, her şey birbirine karıştı. Bu süreç, müminlerin birbiriyle olan imtihan sürecidir. Biz biliyoruz ki, herkes kendi zaafları doğrultusunda imtihan edilir. Kimi parayla, kimi makamla, kimi kadınla, kimi şöhretle ve kimi de benzeri zaaflarla ve olgunlaşması için bazı ikazalar yapılır. Aşağıda mealini verdiğimiz ayetlerde bunlar var. Ancak bugün belki de ahir zamanın özelliğindendir ki, kardeşin kardeşle imtihanı söz konusu. Telaffuz edilmesi bile ürpertici olan bir tehlikeye doğru çekilmek isteniliyor taraflar. Türkiye’ye ve Türk insanına Mısır’da, Suriye’de yaşananları yaşatmak istiyorlar. Mahir Kaynak beyin bir televizyon programında dediği gibi “Bazı güçler, istedikleri zaman Türkiye’yi bir Filistin, İstanbul’u bir Beyrut yapabilirler.” Bundan Allah’a sığınırız elbette ve hiçbir mümin, hiçbir aklıselim sahibi de bunu istemez. Ancak bu duruma düşmemek için herkesin eline ve diline hâkim olması lazım; bu da işin en önemli kısmıdır. Ekranlarda kamerayı görüp coşanlar, hayali düşmanlarına kızıp köpürenler ve ağzına geleni söyleyenler özellikle diline hâkim olmalıdır. Uzatılan her mikrofonun bu fitneyi körükleyeceği ve yangını büyüteceği akıldan çıkarılmamalıdır. Meydan okumalar, küfürler, hakaretler, iftiralar ve ithamlarla iş yapmak zaten mümin sıfatı değildir ve olamaz; “Allah” diyen “La ilahe illallah” diyen hiç kimseye yakışmaz. Hele hele milletin babası, ağabeysi, vekili, kefili durumunda olanlara hiç mi hiç yakışmaz. Kendi eşini, çocuğunu, kardeşini azarlayıp hakaret etmeyenler veya edemeyenlerin, manevi büyüğü olup vekâletini aldıkları kimselere hiç yapamazlar. Kısacası bunun bir imtihan olduğu açık ve net. Şimdi, herkesin birbiriyle ve kendisiyle imtihan olduğu zamandır.

Devletin, milletiyle ve kurumları ile birlikte hükümetle; hükümetin devletin kurumları, birliği, bütünlüğü ve önemiyle; hukukla, hukukun yaygınlaştırılmasıyla hatta sistemle ve sistemin güncellenmesi adına yapılan tahribatların bir daha düzeltilip düzeltilemeyeceğiyle ilgili hususların ortaya çıkmasıyla; bunun tamir ve tadilatıyla ilgili bir imtihan zamanıdır.

Demokrasi ve laikliğin, uygulamadaki hataları, eksikleri ve fazlalıklarıyla; bir millet olarak bize has tarafları ve milletçe inanıp inanmadığımız tarafları ile imtihan zamanıdır.  

Hizmet kurumlarının ve cemaatlerin, cemiyetlerin, derneklerin ve vakıfların hem kendisiyle, hem bu tür kurumlardan ekmek yiyenlerle ve en çok üzerine gidilen cemaatin ve Fethullah Gülen hoca Efendi ile imtihanıdır. Çünkü dün övülüp sayılan ve göklere çıkarılan bir camianın, bugün siyasiler tarafından hor hakir görülmesi ve akla hayale gelmedik benzetmelerle taşlanıp dışlanması karşısında, diğer şahısların ve kurumların ona bakışı, inancı ve güveniyle ve yapmaları veya yapmamaları gereken hususlarla imtihanı zamanıdır.

Camia veya hizmetin içinde bulunanların, sevenlerin, sayanların, yardım edenlerin ve yardım görenlerin, ekmek kapısı haline getirenlerin, hizmet hareketine sahip çıkması, samimiyeti ile de imtihan olma zamanıdır. Çünkü bu dönem geçince hizmeti daha büyük işler veya sürpriz nimetler bekleyebilir. Bunu ancak zaman gösterecektir.

Cemaatin maddi manevi desteğiyle yetişip bir yerlere gelmişlerin ve basit hataları yüzünden dışarı attıkları “devre dışı kalanlar” ile ve onların da bu dönemde cemaatle tekrar imtihan zamanıdır. Bu imtihan cemaate yapılanları haklı veya haksız görüp taraf olmak, konuşmak, susmak veya muhalif tarafla işbirliği içine girmekle veya zayıf olanı desteklemekle, haklı olanı tutmakla olacaktır.

Bir de hizmetin yığınla para vererek hem zengin hem de meşhur ettiği gazeteci ve yazarların imtihanı var tabii… Geminin kazan dairesinde habire tandıra kömür atarak fitne ateşlerini tutuşturmaya devam ediyorlar. Böyle yapmaları, belki de bir saf belli etmedir; bu da onların tercihidir. Belki de onlar, bu olayın bir imtihan olduğuna bile inanmazlar!

Yazılı ve görsel medya ile sosyal medyanın da bir imtihanı var. Görünmez bilinmez sandıkları mahlaslarla yazıp çizmeye ve konuşmaya devam ediyorlar. Ancak sonunu düşünselerdi tek kelime bile etmezler ve bu fitneyi körüklemezlerdi. Yalan ve yanlı haber yapanlarla, sessizce seyredenler de var ki, bunlar da “bırakın yesinler birbirlerini” diye bıyık altı gülerek izliyorlar. Bilmiyorlar ki, “keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.” Döner de o zaman da onlar hakka hukuka doğruya ve yatıştırıcı olmaya çağırırlar birilerini. Bu da onların imtihanıdır.

Ailelerin, komşuların, ortakların, fertlerin birbirileriyle, neye değer verdikleriyle, nelerin esas kabul edilip nelerin ikinci plana itilmesiyle, nelerin önemli, nelerin önemsiz olduğunu tespit etmekle ve görmekle imtihan zamanıdır.

Siyasilerin hem kendileriyle hem birbirleriyle, hem dindarlarla; dindarların da siyasilerle olan imtihanı da en önemli imtihanlardan birinin zamanıdır şimdi. Çünkü her şey birbirine karışmış gözüküyor ve ayrıştırmak da çok derin bir basiret ister ve akıl ister, iman ister, ihlas ister.

Siyasetin sınavı ise en ağır olanıdır diyebiliriz. Çünkü milletin duygu ve düşüncelerini en çok etkileyen siyasettir ve siyasilerdir. Kavganın da kardeşliğin de siyasete göre şekillendiği bir dönemden geçiyoruz. Hem cemaatin hem de siyasetçilerin din kardeşliği gibi bir özelliği var bu gün. Bir taraf dine soğuk baksa veya başka bir şey adına hareket etseydi seçim de imtihan da bu kadar zor ve çetin olmazdı. İşte bundan dolayı da tarafsız kalmak bile bu imtihandaki kazanan veya kaybedenin belirlenmesine sebep olacaktır. Şahsen, siyasetin hep kirli ve bataklık bir bölge olduğunu, bu alanda temiz kalmanın zor ve hatta imkânsız olduğunu düşünenlerden biri olarak, bastığım yere çok dikkat edenlerden ve baştan beri bunun bir fitne olduğunu söyleyenlerden bu yüzden de çok hassas ve ölçülü olmak gerektiği konusunda dikkat çekenlerden biriyim. Çünkü siyasetin gözü şaşıdır. İnsanlara ve olaylara siyasi bir gözle bakıldığı zaman haklıyı haksız, haksızı haklı ve meleği şeytan, şeytanı melek görmek mümkündür.

Dindarlığımız ve dine olan güvenimizle de imtihan zamanıdır şimdi. İnandıklarımızın bizi ne kadar yönettiği, yani gerçek iman ve ahlakımızın ne kadar dine yakın olduğu veya nefsimizin eseri olduğu, ihlas ve samimiyetimizin boyutu; hakkaniyetimiz ve hakka bağlılığımızla, ona imanımızın derecesiyle de imtihan olmaktayız. Yüzyıllardır inanıp lafını ettiğimiz konularla imtihan olmanın tam zamanıdır şimdi…

Bu imtihan, iman ve İslam noktasında, vatanseverlik ve ihanet veya iman ve Kuran’a hizmet noktasında samimiyetimizin ve gerçek kimliğimizin ortaya çıkması için bir vesile olabilir.

Haydi, bakalım işte meydan ve işte imtihan!